Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle görüştü (1)
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, sahadan edinilen bilgilerle sosyal yardımlar konusunda özgün başlıklar ürettiklerini belirterek, “Tip 1 diyabetli çocuklara desteği ulusal bir programa dönüştürdük. Entegre bir çalışma yürüttük.” Sağlık Bakanlığımız ile sağlık hizmetlerine çok hızlı ulaşmalarını sağlayacak bir proje.” dedim.
Yanık, 75. Yıl Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Bakanlığının faaliyetleri hakkında bilgi veren ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yanık, aile, kadın ve çocuklara ilişkin birçok konuda ayrı ayrı çalıştıklarını ifade etti.
Türkiye’nin demografik yapısındaki değişimin ve nüfus artış hızındaki düşüşün Türkiye’ye orta ve uzun vadede nasıl bir görünüm kazandıracağı sorusuna Yanık, yaşlanma sonucu belli başlı durumların ortaya çıkmasının temel nedeninin bu olduğunu söyledi. ömrün uzamasıdır. Türkiye’de ortalama yaşam süresinin şu anda 78 olduğuna işaret eden Yanık, 20-30 yıl önce 78’in çok ileri bir yaş olarak görüldüğüne dikkat çekti. Yaşlanmanın etkilerinin yaşam süresi uzadıkça doğal olarak daha görünür hale geldiğini belirten Yanık, “Birincisi yaşam süresi uzuyor ve yaşlı nüfus artıyor. İkincisi doğurganlık oranı düşük. 50 yıl öncesine göre doğurganlığın çok yüksek, yaşam süresinin kısa olduğu ve bu nedenle genç nüfusun her zaman daha yüksek olduğu bir ülke.“Yaşam beklentisinin uzadığı ancak doğurganlığın azaldığı bir demografiden dönüştük. Kıta Avrupası’nın 100-125 yılda ulaştığı yaşlanma hızı bizim için 25 yılda tamamlanacak. Çünkü 1980’lerde kaba bir doğum kontrol uygulamasıyla karşı karşıya kaldık.” dedi.
Türkiye’de doğurganlık hızının şu anda 1,7 olduğuna dikkat çeken Yanık, bu oran 1,9’un altına düştüğünde reddedilme şansının ortadan kalktığını vurguladı. Bunun için yapılması gereken iki şey olduğuna işaret eden Yanık, “Birincisi aktif yaşlanma yani yaşlılar ömrünün sonuna kadar üretmeye devam ediyor. İstihdam anlamında söylemiyorum, mecburlar. kendi hayatlarını idame ettirebilme ve sosyal hayata katılma imkânına sahip olmaları.Bunun için çok çalışıyoruz.İkincisi, toplumsal devamlılığı ve üretim gücümüzü devam ettirebilmemiz için çocuk nüfusumuzu çok uygun şekilde yetiştirmemiz gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
“Sığınmacıların doğurganlık oranları şu anda Türkiye için bir tehdit oluşturmuyor”
Türkiye’nin göç alan bir ülke olmasının istenmeyen bir demografik değişime yol açacağı yönündeki değerlendirmeleri hatırlatan Yakıcı, sığınmacıların nüfusu ve doğurganlık oranlarının şu anda Türkiye için bir tehdit oluşturmadığını söyledi. Bakan Yanık, özellikle Güneydoğu’dan bir geri dönüş sürecinin başladığına işaret ederek, “Böylece mülteci nüfusun bir kısmı geri dönmeye başladı. İkincisi, ülkenin uçlarında bu kadar aşırılık yok. Üçüncüsü, bir şeyler var. Hatırlayın 1990’larda Yıllardır en çok tartıştığımız konulardan biri de Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt nüfusun çok çocuk sahibi olmasıydı.Oysa biz vatandaşız.Kürtlerin tamamı PKK’yı desteklemiyor.Dolayısıyla, demografik sürece ilişkin değerlendirmeler somut ve gerçekçi olmaktan ziyade biraz ideolojik bir arka plan taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.
Sığınmacıların asıl çıkış noktasının ülkelerine döndüklerinde güvenli bir şekilde geri dönmelerini sağlamak, ancak Türkiye’de kaldıkları süre boyunca toplumsal uyumu sağlamak olduğunu vurgulayan Yanık, bu konuyu sağlık, eğitim ve sosyal açıdan yakından takip ettiklerini kaydetti. hizmet. Burns, “Toplumsal bütünlüğü sağlamak, sağlıklı bir toplumsal yapı oluşturmak, mültecileri sorun değil, bu topluma değer katan ve katkıda bulunan bir unsur haline getirmek için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. dedim.
“160 bin çocuğu aileleriyle birlikte destekliyoruz”
Hükümet olarak aileyi sosyal hizmetlerin merkezine koyduklarını vurgulayan Yanık, “Diyelim ki bir çocuk sırf yoksulluktan dolayı devlet koruması altına alınacaksa biz hayır diyoruz, anne babasında kalsın diyoruz. .Başka bir sebebi yoksa şiddet yoksa anne babasında kalsın biz ekonomik destek verelim.” Çocuklara sosyal ve ekonomik destek verelim, anne babalarının yanında kalsınlar. Şu anda yaklaşık 160.000 çocuğa sosyal ve ekonomik destek sağlıyoruz. Bu da 160 bin çocuğu aileleriyle birlikte desteklediğimiz anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.
Bakanlık birimlerinin farklı hane ziyaretlerini birleştirdiklerini anlatan Yanık, 15 bine yakın çalışanla hanelerin fotoğraflarını çektiklerini söyledi. Bu doğrultuda desteklenmesi gereken çocukları ve verilmesi gereken diğer temelleri belirlediklerini belirten Yanık, “Yaptığınız her çalışma, son tahlilde aileyi destekleyen ve geliştiren bir işe dönüşüyor. Destekleri eksik etmiyoruz. insanların günlük yaşamlarında sürdürebilecekleri mekanizmalar.” dedi.
Yanan, bir soru üzerine, eğitim düzeyi yükseldikçe çocuk sahibi olma oranının düştüğü bulgusunun doğru olduğunu belirtti. Bu konuda bir çalışmanın ileri analiz aşamasının devam ettiğini belirten Yanık, çalışma tamamlandığında sonuçları kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi. Asıl sorunun bakım sisteminin kurulmasıyla ilgili olduğuna işaret eden Yanık, “Dolayısıyla o bakım destek mekanizmalarının iyi kurulması gerekiyor. Bunun için de çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Günlük üretim programları konusunda ortak tavır olmalı”
Gündüz kuşağı programlarında ortaya çıkan çarpık aile bağları gibi rahatsız edici görüntüleri ortadan kaldırmak için ne gibi adımlar attıkları sorulduğunda Yanık, bu konuda 2021 Haziran ayında RTÜK ile bir çalıştay düzenlediklerini hatırlattı. Bazı sorunların sadece yasa ve yasaklarla çözülemeyeceğine işaret eden Yanık, bu konuda ortak tavır alınması gerektiğini vurguladı. RTÜK’ün ceza veren bir kurum olduğunu ancak bunun bir yere kadar caydırıcı da olabildiğini anlatan Yanık, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Daha önce de söyledim. Lütfen reklam pastası olduğu için bu kadar ilgi olursa bu programlara ne olur, bu reklam pastasına herkes el atsın. Hepimiz, tüm kanallar bu programları bitirsin. , herkes pes ettiğinde ortadaki havuz aynı kalacak. Yasakladınız, cezalar da öyle.” Arttırdın, başka bir şey bulundu. İnsanın en kolay ve net olarak uyduğu kural, kendi koyduğu kuraldır. Dışarıdan rastgele bir kuralın arkasına geçebilirsiniz. Dünyanın en iyi hukuk metni olsa bile bu ihlal edilebilir. Öncelikle bu konuda herkesin hemfikir olduğu bir tavır var. Her zaman bunun gerekli olduğunu söyledim.”
“Keşke yaptırım uygulama şansımız olsaydı”
Bakan Yanık, gündüz programları ve şiddet içeren dizilerle ilgili ciddi eleştirilerinin de olduğunu belirterek, bunları da dile getirdiklerini hatırlattı. RTÜK ile ortak çalıştıklarını ve bu kapsamda aile dostu yapımları desteklemeye ve özendirmeye yönelik uygulamalar üzerinde çalıştıklarını belirten Yanık, “Geçtiğimiz aylarda aile dostu yapımları desteklemek, teşvik etmek için çalışmalar yapıyorduk. ve prestij ile ilgili kurullar kurarak bunları ön plana çıkarın.” dedim. Reyting yarışının bitmediğini kaydeden Yanık, şunları kaydetti:
“Mevzuattan kaynaklanan imkan ve yetkilerimizi kullanıyoruz. Göz yaşı görmeden yazıların bize verdiği imkanları kullanıyoruz. Şikayet sistemi varsa işlem yapıyoruz. Erişimin engellenmesi ile ilgili bir şey varsa gereğini yapıyoruz. , harekete geçiyoruz. Başvurularımızı yapıyoruz, takibini yapıyoruz. Bazen bir konu yayınlarda yer almaya başlıyor ve özellikle ilgimizi çekiyor.” Çocuklar üzerindeki etkisini fark eder etmez ilgili televizyonla iletişime geçiyoruz ve ‘Lütfen bunu kaldırın’ diyoruz. Bunlar halkın hiç duymadığı şeyler. Artık yetkimiz yok. RTÜK’ün bile bunu yapmaya yetkisi yok. Bakanlık olarak biz de bu sorunlarla ilgili bilimsel çalışmaların sonuçlarını ortaya koyuyor ve bazı farkındalık çalışmaları yürütüyor, sektör yöneticilerinin dikkatini bir soruna çekmeye çalışıyoruz. Daha fazla yapabileceğimiz bir şey yok. Keşke yaptırım fırsatımız olsaydı. En çok biz diyoruz, bakın. Çok zarar verici bir şey, şunu şunu yaparsan biz de seni böyle destekleriz.”
“Huzurevlerimiz ihtiyaca cevap verebilecek kapasitede”
Burns, huzurevlerindeki sağlık hizmetleriyle ilgili bir soru üzerine, tüm huzurevlerini aynı standartta tutmaya çalıştıklarını anlattı. Huzurevlerinin devlet tarafından terk edilen ve korunan kişilerin kaldığı yerler olmadığını vurgulayan Yanık, huzurevine daha sosyal ve hareketli bir ortam isteyenlerin geldiğini söyledi. Burns, “Şu anda huzurevi kapasitemiz Türkiye genelinde talep olması durumunda ihtiyacı karşılayabilecek noktada.” dedi. Her kuruma hekim temin etme imkanlarının olmadığını belirten Yanık, bu konuda Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını ve bu konuda haftanın belirli günlerinde ziyaret veya aile hekimliği ile temas gibi formüllerin üzerinde durulduğunu söyledi. daha hızlı sağlık hizmeti alması gereken gruplar. Burns, “Sağlık takviyemizi her zamankinden daha aktif bir şekilde sağlayacağız. Karşılaştığımız sorunları Sağlık Bakanlığı ile paylaşarak nasıl daha iyi hale getirebiliriz konusunda hep birlikte çalışıyoruz. Çok önemli bir ara vermiş bulunuyoruz.” dedim.
Sosyal yardımlarla ilgili bir soru üzerine Yanık, vatandaşlara “hayatının herhangi bir noktasında devletin desteğine ihtiyaç duyarsa devlet yanındadır” güvenini vermeyi amaçladıklarını söyledi. Burns, “Sosyal yardımlarla ilgili temel bakış açımız, devletin takviyeye ihtiyaç duyduğu her noktada vatandaşın yanında olmaktır. Ortaya çıkan toplam bir maliyet var ve buna daha az ulaşan vatandaşın desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sözün özü, sosyal yardımlarımızın temeli sadece yoksulluk değil, sadece karın doyurmak değil, tersi de var.” dedi. Son dönemde hizmete aldıkları sosyal yardım faydalanıcılarından birinin de sosyal yardım faydalanıcılarının üniversite öğrencisi çocuklarının ulaşım masraflarını karşılamak için olduğuna dikkat çeken Yanık, “Başarılı çocuklar var, onlara destek olalım. Çocuklara o güveni hissettirin. Bakın yurt dışında okuyanları bile dahil ettik bu programa.Sosyal yardım alan bir aile. Çok zeki, çok başarılı bir çocuğu olabilir. Bunu yaptığınızda devlet olarak yanınızdayız diyoruz. Tahminen bir kişi çıkacak, on kişi değerli değil. Ama çıktığı zaman onu destekleyeceğiz. O çocuklar o güveni hissetmeli.” ifadelerini kullandı.
Kurum bakımındaki çocuklarla her buluştuğunda, “Bir çocuğun anne babasıyla yaşama ihtimali, ailesinin imkanları kadardır. Sizin imkanlarınız devletin imkanları kadardır. Bunu istemek için” diyen Yanık, “Sizin için bu devletin tüm imkanlarını seferber edeceğiz. Biz soruna bu şekilde yaklaşıyoruz. Yeter. Onlar yapsın, başarsın, teşvik edeceğiz. iki kuruş verdin, doydun, iki ekmek aldın o kadar da değil. Bu ülke refah üretiyor. Herkes elinden geldiğince buna katılabilir. Biz bunu yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Standartları yükseltmeye çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
“Roman ailelerin çocuklarının eğitimde kalma sürelerini artırmak istiyoruz”
Roman bölgesinde yaptıkları çalışmalarda karşılaştıkları en temel sorunlardan birinin barınma ihtiyacı olduğuna işaret eden Yanık, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile toplu konut projesi başlattıklarını hatırlattı. Bakanlık olarak bu projenin bir bölümünü sosyal yardımlardan karşılayacaklarını söyleyen Burning, Romanların yoğun olarak yaşadığı yerlerde sosyal dayanışma merkezleri açacaklarını söyledi. Roman ailelerin çocuklarının eğitimde kalma sürelerini artırmayı hedeflediklerini belirten Yanık, şunları kaydetti:
“Sosyal yardım konusunda sahadan topladığımız bilgilerle özgün başlıklar üretiyoruz. Örneğin günümüzde Tip 1 diyabetli çocukların ihalesi sosyal yardım alan ailelerin desteğiyle yapılıyor. Bunu ulusal bir program haline getirdik. Başvurular aldık.Sosyal yardım faydalanıcısı olup olmadıklarını tespit ettikten sonra artık cihaz temini için çalışıyoruz.Sağlık Bakanlığımızla birlikte ‘çocuğunuzun şekeri’ diye aileye bilgi vermekle kalmayacak entegre bir projeyi hayata geçirdik. yükseldi mi düştü mü’ dedi ama sağlık hizmetlerine çok hızlı ulaşmalarını da sağlayacak.İnşallah birlikte hayata geçirmiş oluruz.Bir karşılığı var.Aylardır çalışıyoruz uygulamaya geçirmek için.Kullanmamız lazım. kamu kaynaklarının en verimli ve en doğru şekilde kullanılması.İşte Türkiye’de ortalama Tip 1 diyabetli çocuk sayısı kaç.Sonuçlara göre sayıyı artırıyoruz. yaş kümelerinde.”
(sürecek)
haberdosemealti.com.tr