Haber

Süleyman Demirel’in Ölümünün Sekizinci Yılında Bıraktığı İzleri Anıyoruz

Türkiye siyaset ve demokrasi tarihinin en etkili isimlerinden biridir. 1960’ların başındaki siyasi yolculuğu 40 yılı aşkın bir süre devam etti. Muhtıralarla, darbelerle yıkıldı. Sandıkla geri dönmeyi başardı. ‘Şapka’ ve ‘Baba’ gibi lakaplar kazandı. Tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den bahsediyoruz.

Demirel’in 17 Haziran 2015’te aramızdan ayrılalı 8 yıl oldu.

O halde siyaset sahnesinde bıraktığı izleri birlikte hatırlayalım.

1924 yılında Isparta İslamköy’de doğdu. Hayatı boyunca peşinden gidecek olan Çoban Sülo lakabını, doğduğu köyde çobanlık yaparken aldı. Kimse bir sonraki Başkan’ın kim olacağını bilmiyordu.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mühendis olarak mezun olduktan sonra Amerika’ya giderek sulama ve elektrik üzerine araştırmalar yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra Devlet Su İşlerinde başarılı bir kariyere sahip olmuştur. 30 yaşında DSİ Genel Müdürü oldu. Parlak geleceği genç yaşında kendini gösterdi.

27 Mayıs 1960 Darbesi’nden sonra siyasetin kapıları Süleyman Demirel’e açıldı. Devrilen Demokrat Parti’nin yerine kurulan Adalet Partisi’ne katıldı.

Bu partide kısa sürede öne çıkan Demirel, 1964 yılında artık 40 yaşında iken Adalet Partisi’nin Genel Başkanı oldu. Oyların %52’si. Süleyman Demirel başbakan oldu. Ama başbakanın oturduğu yer darağacının, idamın yeriydi. Yıllarca ordunun kontrolü ve baskısı altında geçti. 12 Mart 1971’de gelen muhtıradan sonra görevinden istifa etmek zorunda kaldı ve hükümet düştü.

12 Mart Muhtırası’ndan sonra Demirel siyasetini daha da hırslı bir şekilde sürdürdü. Askerlerin iktidara getirdiği Erim hükümetini oy çokluğu ile devirdi ve yeniden hükümetin başına geçti.

Öte yandan siyasetin sağ kolundaki bölünmeler ve CHP’nin genç lideri Ecevit’in yakaladığı rüzgar Adalet Partisi’nin oylarını düşürdü. Bülent Ecevit’in CHP’si 1973 seçimlerinde birinci parti oldu. Türkiye’de artan çatışmalar ülkeyi kaosa sürükledi. Bülent Ecevit ile koalisyon kurmayarak darbeye zemin hazırladığı iddiasıyla çok eleştirildi. Aynı eleştiriler Ecevit’e de yöneltildi. Sonuç olarak, 12 Eylül 1980’de Türkiye yeniden bir darbe ile uyandı.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra siyaseten yasaklanan ve bir süre Çanakkale’de ikamet etmek zorunda kalan Demirel, 1987’de yasağın kaldırılmasıyla siyasete geri döndü.

Kızıl At amblemi ile sembolize edilen Hakikat Yolu Partisi, Demirel’in öncülüğünde inisiyatif aldı. Süleyman Demirel, 12 Eylül Darbesi ile ayrılmak zorunda kaldığı başbakanlık koltuğunu 11 yıl sonra yapılan seçimlerle kazandı. DYP-SHP koalisyonu kuruldu. Türkiye 90’lara Demirel ile yeniden girdi. Ancak Süleyman Demirel’in başbakanlığı uzun sürmeyecektir. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ani ölümünün ardından ülkenin 9. Cumhurbaşkanı seçilerek Çankaya’ya gitti. Demirel, DYP liderliğini desteklemese de Tansu Çiller seçilmeyi başardı ve başbakan oldu.

Demirel’in cumhurbaşkanlığı yılları da tıpkı başbakanlığı gibi çok sancılı geçti. Yunanistan ile Kardak Krizini ve 28 Şubat Süreçlerini yaşadı.

Darbeler ve muhtıralarla tüm siyasi hayatı sekteye uğrayan Demirel, ülkesinde yeni bir askeri müdahaleye yol açmamak için süreci askerlerle uzlaşı içinde yönetmeye çalıştı. Özellikle asker ile Refah Partisi arasındaki gerilimlerde bilge bir insan konumunda kalmaya büyük özen göstermiştir. Ancak bu tavrı askerlere boyun eğmek olarak değerlendirenler de vardı. 2000 yılında cumhurbaşkanlığını tamamlayan Süleyman Demirel, görev süresini tamamladıktan sonra bir daha siyasete girmedi. 40 yılı aşkın siyasi hayatında unutulmazlara eklenen onlarca söz akıllarda kaldı. Doğrusu ve yanlışıyla Süleyman Demirel büyük bir iz bıraktı.

aralikhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu